İNATLAŞMA
İnatçılık çocuğun duygusal gelişimin bir sonucudur ve çocuğun istenmeyen bir davranışı tekrarlamasıdır. Çocuklar her yaş döneminde inatçılık gösterip anne-babaya karşı gelebilirler. Özellikle çocuk kendisini özerk hissetmeye başladığı ve bağımsızlık aradığı 1-3 yaş arasında “hayır” diyebilme yeteneğini de kazanır ve bu yeteneğini daha çok anne babaya karşı kullanır. Benzer tutumlar ergenlik döneminde de gelişimin doğal bir parçası olarak ebeveynin karşısına çıkar. Bununla baş etmek için;
-Çocuğunuza “senden bıktım”, “ne inatçısın”, “keşke seni doğurmasaydım” gibi onun özsaygısını kıracak, suçlayıcı ve sevilmediğini hissettirici cümleler kurmak yerine çocuğunuzu her haliyle sevdiğinizi, ona olan sevginizin herhangi bir koşula bağlı olmadığını gösterin.
"Yemeğini yersen seni yarın parka götürürüm” demek yerine “yemek yemen yarın gideceğimiz park için enerji toplamanı ve daha çok oyun oynamanı sağlar” diyebilirsiniz.
-Çocuğunuzun inadına inatla cevap vermeyin.
“Demek bu yemeği yemiyorsun, ben de seninle oyun oynamayacağım o zaman” yerine “Yemeğini yedikten sonra seninle oyun oynayabiliriz” diyebilirsiniz.
-Çocuğunuz, yapmasını istemediğiniz bir davranış sergilediğinde ona bağırmanızın ya da ceza vermenizin gün içinde hem size hem de çocuğunuza daha uyumsuz bir şekilde döneceğini unutmayın.
“Demek dediğimi yapmadım, o zaman ben de seni odana kilitleyeceğim” yerine “Bu konuda anlaşamadığımızı görüyorum, haydi başka ortak bir çözüm arayalım, senin önerin ne bu anlaşmazlığı çözmek için?” diye sorabilirsiniz.
-Kural koyduktan sonra nedenini “çünkü” diyerek açıklayın. Kurallar gerekli, anlaşılır ve mümkün olduğunca kısa olmalıdır.
“Sana bunu yapma demedim mi! Çabuk odana git, gözüme görünme” demek yerine“Burada zıplayamazsın çünkü yatak kırılabilir. Haydi, gel seninle oyun parkındaki zıpzıpa gidelim.”
-Çocuğunuzdan bir şeyi yapmamasını istiyorsanız, seçenek sunun, o davranışın yerine geçebilecek alternatif bir hareket önerin: “Onu yapma ama şunu yapabilirsin” gibi.
Örneğin; çocuğunuz masayı karalamak istediğinde “Aa, resim yapmak istiyorsun galiba, haydi gel şu kâğıdı birlikte karalayalım” diyebilirsiniz.
-Çocuğunuzla çocukla konuşur gibi, onun anlayacağı dilden konuşun.
“Hmm, çok başarılı bir resim olmuş” demek yerine “Yuppii, ne kadar güzel bir resim olmuş bu! ?”
- İnatçılık yaptığı zaman neden böyle davrandığını sorun. Gösterdiği sebep ne kadar saçma ve yersiz olursa olsun, sabırla dinleyin. Kendinizi çocuğun yerine koyun ve Empati yaparak Şüphelerini, kaygılarını ve korkularını anlamaya çalışın. Kızmadan, sabırla dinlediğinizi gördüğü zaman duygularını ifade etmeyi ve gerektiğinde kontrol etmeyi öğrenecektir. Sabrınız ona da sabretmeyi öğretecektir.
-Çocuğunuzun sizi hemen anlamasını beklemeyin; bunu anlayacak kadar büyümedi.
“Artık büyüdün, çok yoruluyorum biraz da beni düşün!!” demek yerine “Şuan biraz yorgunum, bunun senin için önemli olduğunu da biliyorum, daha sonra devam ederiz” diyebilirsiniz.
-Kullandığınız dile dikkat edin, kışkırtıcı olmayın
“Yemeğini bitirmeden tv izleyemezsin” yerine “yemeğin bittikten sonra elbette tv izleyebilirsin” diyin.
- Bir şey yapmasını istediğinizde veya sınır koyduğunuzda sözlerinizi “Hayır” cevabı almayacağınız şekilde ayarlayın:
“Sütünü iç” diye dayatmak yerine, “Sütünü müzikli bardağınla mı yoksa kırmızı bardağınla mı içmek istersin” diye seçenek sunmak daha doğru olacaktır.
-Çocuğunuzda değişmesini istediğiniz davranışı önce siz sergileyerek örnek olun.
“Dişlerini fırçaladın mı?” demek yerine “Akşam olmuş, gidip dişlerimi fırçalayayım” demek gibi.
-Çocuğunuzun her olumsuz davranışı olumluya dönüştüğünde bu değişikliği gördüğünüzü belli ederek çocuğunuzu ödüllendirin.
“A, oyuncaklarını mı topladın? Nasıl yardımcı oldu bu hareketin bana anlatamam.”
-Olabildiğince sabırlı, kabul edici davranmaya çalışın.
“Yeter artık bıktım bu inatlaşmandan” diye bağırmak yerine “Öfkeli olduğunu görüyorum, haydi gel bir yüzünü yıkayalım ve sonra biraz konuşalım seninle” diye çocuğunuzu sakinleştirin.
Eğer Bir Sorun Yaşıyorsanız Psikolog veya Pedagoglardan Profesyonel Yardım Alın.